Mekke'nin kalbi ve Müslümanların kıblesi
Medeniyetin başlangıcından bu yana, Mescid-i Haram'daki Kâbe, Yaratıcı ile ilişkilendirilen dini çağrışımları nedeniyle büyük dini öneme sahip olmuştur. Yüce Allah'ın emri gereği, iki milyar Müslüman beş vakit namazını kılmak ve O'ndan rahmet, yardım ve hidayet niyaz etmek için kalplerinin de bağlı olduğu Kâbe'ye yönelmektedir.
Umre, Hac ve namaz ibadetlerini yerine getiren milyonlarca kişi, bu dini vecibelerini gerçekleştirmek ve buranın huzurunu yaşamak için Mekke'ye akın ediy...
Kâbe'nin ilk kez ne zaman inşa edildiği konusunda farklı görüşler vardır. Kur'an-ı Kerim buranın "Allah'ın Evi" ve insanlar için tayin edilen ilk ibadet evi olduğunu belirttiği için, bazıları Adem'in hayatından önce inşa edildiğini öne sürmektedir. Dikdörtgen prizması şeklinde bir yapı olup etrafındaki alan tavaf alanıdır ve burası her zaman namaz kılan, Hac ve Umre yapan ve dua eden ziyaretçilerle dolup taşar.
Hacer'ül Esved'in cennetten alındığına inanılmaktadır. Ancak Müslümanlar tavaflarını saat yönünün tersine yaparlar. Kabe'nin doğu kanadında yer alan Hacer'ül Esved, Kabe'nin yapısı içerisinde bulunur ve yerden yüksekliği 1,5 metredir. Taşın sadece küçük bir kısmı görülebilmektedir ve Hz. Peygamber'in (s.a.v.) onu öptüğüne inanılır. Bu nedenle de, Mescid-i Haram'a gelen ziyaretçiler kutsal taşı öpmeyi, hatta ona dokunmayı dört gözle bekler.
Hz. İbrahim (s.a.v.) tarafından inşa edildiğinden beri Kâbe'nin ana bölümlerinden biridir. Tavaf sırasında Yemen Köşesi'ni Hacer'ül Esved'in hemen önünde görebilirsiniz. Hz. Muhammed'in (s.a.v.) tavaf yaparken dokunduğu gibi, Kâbe'yi ziyaret eden herkes de ona dokunur.
Kâbe'nin kapısının karşısında, İbrahim'in Kâbe'nin temelini atarken bıraktığı ayak izlerinin bulunduğu kare şeklinde bir taşı çevreleyen altın renkli, küçük bir yapı bulunur.
Kâbe'nin hemen bitişiğinde bulunan hilal şeklindeki alandır. Arapçada "kucak" anlamına gelen "Hicr" kelimesi, İbrahim ve İsmail'in çardağına atıfta bulunur.
Hac ve Umre yapan kişiler, tavafın ardından gerekli ibadetleri tamamlamak için Mescid-i Haram'ın bir parçası olan Mes'â alanına gider. Hacer'in (a.s.) su aramak için yaptığı gibi onlar da Safâ ve Merve tepeleri arasında yedi kez gidip gelirler.
Zemzem Kuyusu, Hacer ve oğlu İsmail'den kalmadır. Hacer, Safâ ve Merve tepeleri arasında gidip gelirken birden buradan su fışkırmıştır. Kuyu şu anda Kabe'nin doğusundaki tavaf alanının altında bulunmaktadır. Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi Genel Başkanlığı kuyuya büyük önem vermiş ve Hicri 1400 yılında Zemzem Komisyonu ile birlikte tüm arıtma sürecini denetleyen bir laboratuvar kurmuştur. Mescid-i Haram'ın her yerinde, su yönlendiricileri ve muslukların yanı sıra çok sayıda su kabında çeşitli derecelerde Zemzem suyu bulunmaktadır.
Mescid-i Haram'daki ilk minare 1000 yıldan daha uzun bir süre önce, Halife Ebu Cafer El Mansur döneminde, Hicri 139 yılında inşa edilmiştir. Her biri kaide, şerefe, ana gövde, ikinci şerefe ve üst örtü olmak üzere beş bölümden oluşan 13 göz kamaştırıcı minareden ezan sesleri yükselir.
Mescid-i Haram İmamının hutbe okurken üzerinde durduğu yükseltilmiş bir yapıdır. Yapı tarih boyunca çeşitli tadilatlar görmüş, ancak günümüzdeki mermer yapı Hicri 1423/Miladi 2002 yılında inşa edilmiştir. Minberin teknik ve sanatsal özellikleri de oldukça dikkat çekicidir; son derece yüksek kaliteli malzemelerden yapılmıştır ve elektrikli tekerlekleri sayesinde saniyede 1 metre hızla hareket ettirilebilmektedir. Toplam maliyeti 5.750.000 Riyaldir.
Mescid-i Haram çok büyük olduğundan, girişi kolaylaştıran ve sıkışıklığı azaltan çok sayıda (210 adet) büyük kapı bulunmaktadır. Kapılar bakırla süslenmiş yüksek kaliteli ahşaptan yapılmıştır.
Hey!
En sevdiğiniz turistik yerleri kaydetmek için Oturum Açın veya Kaydolun